Ana içeriğe atla

kıyılmaz bir tenin ufkundayım



yıl sayılı,yaş sayılı ,nefes belirsiz...yedisinde de kısadır yetmişinde de ömür.kısacık bir ömre neler sığdırılır?

bugün sensiz başlayan tatilleri rafa kaldırdığım ilk gün,bir süre çarşıda neonlar yanmayacak ve ağaçların,direklerin gölgesi vurmayacak kaldırımlara,yollara benim için. senin varlığınla çoğalacak aydınlık dünyada,şimdi bakıyorum  karanlık..bildiğim gibi değil,bildiğin gibi değil,"ay karanlık"...

her şey olabilir bir hayatta "nen lori",biz çok şeye aldandık;ama sevgiye inandık..hayatta bir gerçek varsa; iki noktadan bir doğrunun geçtiği gibi,  o da sevgiden geçer.. ve sevgi ,seni içine alan bir çember olduğu sürece anlamlıdır.şimdi kelimelerin ne kadar kafiyeli de olsa  kifayetsiz kaldığını  beynimin dehlizlerinde uçuşan herhangi bir kelebeğin herhangi bir gün de neler yaşayabileceğini ve nasıl öleceğini düşünüyorum, hissediyorum,anlatamıyorum ya,sensizliğin de öyle olduğunu görünce anlıyorum..

pencerelerin romantik buğusundan bakarken ,aklımda ayakları soğuktan üşüyen biri konaklıyor. ve üşürken o,nasıl oluyor da seçici davranabildiğime inanamıyorum bazı şeylerde.iki dakika bir mola oysa üşümesine  panzehir..
şimdi,
kıyılmaz bir tenin ufkundayım ve "vakit çok geç".


aşkın tarifi yoktur yeni yeni anladım;ve bunu betimlemenin  vereceği bir rahatlama da.şimdi sadece düşünüyorum ki bir insanın, ayakları soğukta çabucak üşüyebilen bir insanın gözüne kocaman bir dünyayı sığdırabiliyorsan ve karda ,yağmurda,çamurda,kabusun ya da en güzel anın  ortasında dünyanın kalbinin attığı yerin o gözlerin sahibinde olduğunu düşünüyorsan,aşıksın... ve o gözlerine dünya sığan,gülünce yüzü aydınlanan somurtunca karanlığa bulanacak kişi de aşktır.

ömür kısadır hep,yedisinde de kısadır yetmişinde de.kısacık bir ömre neler sığdırılır?
bir kelebek ne sığdırır?
...
bildiğim,
ses vermelisin..çünkü sen de sustukça ,dünya olası bir sağırlığa kilitlenmiş  olacak..ve herkesin dünyasında sadece bir kişinin sesi açabilir o kilidi.bende sen.bence sen..sen de ses vermelisin... yoksa kısa bir ömre neler sığdırılır..



Yorumlar

  1. nereye gidersen git yollar dardır, şehirler küçüktür aşıksan..

    YanıtlaSil
  2. çünkü "nereye gidersen git arkandan gelir .."

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

izmir'de bir gün...

İzmir'deyiz  aynı okulda  çalışıyoruz , akşam aynı eve aynı yolları elele gönül gönüle,ayaklarımızı yuvarlaya yuvarlaya  gidiyoruz... akşam oluyor,yemek yapıyoruz,yemeği yiyoruz;  çocuk yoksa henüz, ben bir bilet çıkarıyorum  sen -"aaa  bu mu var?" diyorsun. -evet,  gidelim mi? diyorum. evet diyorsun. devlet tiyatrosuna gidip,biletimizin üstündeki numaralar bende mevcut diyen  o koltuklara gidip oturuyoruz. sonra ordan geç vakit çıkıyoruz.  hava nasıl olursa olsun bize  sıcak geliyor. deniz kenarına gidiyoruz, elini tutuyorum   "bu deniz  sensin" diyorum;  ve ben denize bakmayı çok seviyorum..." sonra yürüyoruz.. bi cafe'den ayaküstü sıcak,püfür püfür dumanı ince uzun kıvrılan iki çay alıyoruz,  bir banka oturuyoruz. senin saçına rüzgar vuruyor, kıyıya dalgalar... " ikisi de güzel" diyorum.  "senin varlığını çok seviyorum" diyorum,sen bana bakıyorsun.yüzünde dolunay bir gülüş,yanakların açık ...

bu aşk burada...yiter...

anladım.nereden başladığın ya da nereye kadar geldiğin önemli değil bir çabada.ne yaptıysan bırak.artık zorlama.olduğu gibi bırak.ben bırakıyorum bugün.çabaladım.çabaladım.kaldım.bir şey olacaksa yerde izine illa ki rastlanır.olmayacak bir şey için iz varmış diye bir oyun uydurmaya gerek yok.anladık.yok.anladım yok.yok işte.ne söylediğin değil nasıl söylediğin "seni seviyorum"u aşan bir durum demek ki..bir ayağı başından beri çukurda olan "seni seven" o sevinin anlamı sende anlamsızsa, bendeki çaba da anlamsız.zorlasam kırılacak.zorlarsam kırılacağım demek ki.önceden sevdiğini söylemekteydi zorluk şimdi sevginin bir anlamı olmadığını kabul etmekte..hayırlısı.hadi bakalım.."bu aşk burada biter ve ben çekip ... "yiterim..

Van'a Üzülmeler

Şehrin ince artığı… Uzun yollardan sürgüne ,sürüne sürüne.. Kışı ,ayazı ve yazı çektin üzerine..kışı hor,yazı kor.. Şehrin kenar artığı,uzun yolları katık ettin ömrüne.. Bir çorba,bir ekmek,çöplük yalnızlığı, ve enkazları dost ettin kendine… Beton damın varoşu,silkelensen de boş. Silkelen sen yine  hoş… Hayatın ritmine detone düşer  ayakların,rengine soluk düşer yaraların.. Şehrin ince gülü gözünden düşen damlaların, Köyünden uzak hayallerin,enkaz  dibi sefaletin