Sevgili yabancı… satırlarıma başladıktan sonra bu e-mektupta hiç yoktan tanışmanın getirebileceği herhangi bir şeyden bahsetmeyeceğimden,önce selamlar getiriyorum sana biri benden biri içimden… şimdi ben 'belki bir gün özlersin' mısralarını dinleyemırıldanırken , senin gibi daha tanışmadığım milyarlarca (şimdilik çoğunluğu) yabancı, kimbilir hangi duygusal,ekonomik,politik,sağlık telaşı içinde migren ağrıları,karın sancıları,baş dönmeleri,sokak arası yalnızlıkları,içe kapanık saatleri,pişmemiş yemekleri ve toprağın gökyüzünün yağmurlu olduğu herhangi bir yerde kokusunu,kurak iklimlerin tozlu yollarını,kavgaları,geç kalınmış sesleri içine berisine çekiyor,hırsını sevgisini kim bilir nerelerde arıyordur...bense işi gücü bırakıp bu saatte,yılbaşı arefesinde yani akşam üstü akşamüstü birilerini şuan özel kılacak bir selam yazıyorum... bu selama başlamışken ben, geçmişimle bir an için yüzyüze gelip soruyorum,şu an ne kadarını paylaştım yalnızlıklarımın.... ne kadarı benimdi
Aynaya her baktığımızda yeni bir başkalaşım farkederiz, onu sevmenin ya da ona alışmanın en iyi yolu ;içini döküp ,döktüklerine bakıp , onları kabul etmeye çalışmaktır. Ama her şeyi en sek haliyle anlayıp kabullenmek..